29 Mayıs 2018 Salı

Google'dan Öğrendim: Seylan Tarçını mı, Çin Tarçını mı?

Tarçının birçok sağlıklı özelliğinin olduğunu artık bilmeyen kalmadı. Kan şekeri seviyesini düşürdüğü ve metabolizma hızı üzerinde olumlu etkilerinin olduğuyla ilgili bir çok bilimsel veri yayımlanmıştır. Bu etkilerin sorumlusu  tarçının içerisinde bulunan sinemaldehit adlı bir yağ asidiymiş. O zaman ne güzel bol bol tarçın tüketelim diye düşünüyor insan ancak  tarçının sağlığa olumlu etkileri dışında toksik etkilerininde olduğu biliniyor.  Bu noktadan sonra Googledan edindiğim bilgilerin büyük bir kısmı türkçe kaynaklı değil o yüzden çeviri yapmam gerekti, anlayacağınız bu konuyla ilgili çok fazla türkçe kaynak bulunmuyor.
   Tarçın aslında  Cinnamomum cinsi ağaçlarn iç gövdesinin ince bir katman halinde kesilerek kurutulmasıyla elde ediliyormuş. Ağaç gövdesi kesitleri kururken kıvrıldıkları için de o çubuk görüntüsü oluşuyormuş. Tarçının meğer birçok çeşidi varmış. Ama piyasada genel olarak iki türü bulunuyormuş. Bunlardan en yaygın olanı  Cinnamomum cassia türü ağaçlardan elde edilen Çin tarçını olarak dilimize geçen tarçın türüymüş. Bu tarçın türü düşük kaliteli olan, daha ucuz ve dünya genelinde en yaygın olarak kullanılan tarçın türüymüş. Yani aslında markette pazarda satın aldığımız tarçın türü bu tür. Seylan ya da gerçek tarçın ise Sri Lanka ve Hindistan'ın güney tarafında yetişen tarçınmış. Cinnamomum verum türü ağaçlardan elde edilirmiş. Bu tarçın daha açık kahverengi ve kıvrımları daha sıkı ve çok ama daha kırılgan oluyormuş. Daha yüksek kaliteli ve istenilen dokuda olan tarçın türü ise bu türmüş. Seylan tarçını daha nadir ve daha pahalı oluyormuş. Şimdi gelelim neden bu iki tarçın türünü bu kadar detaylı tarif ettiğime, çünkü bu türlerden birinde diğerine oranla çok yüksek miktarda toksik bir madde olan kumarin bulunuyormuş. Şimdi tahmin edin bakalım hangi türde bu toksik madde var:)) Tabi ki piyasada en çok bulunan ve en ucuz olan tarçın türü olan çin tarçınında. Peki bu kumarin de nesi? Kumarin aslında yüksek dozlarda zararlı olabilen, bazı bitkilerde bulunan doğal bir bileşik. Yan etkileri ise farelerde yapılan laboratuvar deneylerinde böbrek, akciğer ve karaciğer hasarına yol açtığı, ve kansere yol açabileceği tespit edilmiş. İnsanda da buna benzer etkilerinin olduğu bulunmuş .Yapılan çalışmalarda Çin tarçınında seylan türüne göre 250 kat daha fazla kumarin tespit edilmiş.  Günde 1-6 g çin tarçını tüketildiğinde yan etkileri minimal seviyede tutulabiliyormuş. Aslında günde 1-2 çay kaşığı kadar çin tarçını tüketimi kumarin limitlerini kolayca aşabildiği gösterilmiş. Eğer düzenli olarak tarçın tüketiyorsanız seylan türü olanını satın alıp kulanmakda yarar var. Nadir kullanımlar için sorun oluşturmayacağını düşünüyorum. Bu arada toz olarak satın alınan tarçının hangi türden elde edildiğini bilmenin olanaksız olacağı için seylan tarçını toz olarak tercih etmek isteyenler için çubuk haliyle satın alıp kendinizin öğütmesi en kesin yöntem olacaktır. Seylan tarçınına ulaşmak çok da zor değil. Satın alma sitelerinde özellikle seylan tarçını olduğunu belirten ürünleri bulmak mümkün.
 Son olarak çin tarçınında yararlı yağ asistleri daha yüksek miktarda bulunduğu için daha keskin tatlı ve kan şekeri seviyelerinde daha olumlu etkilerinin olduğu da biliniyor. Şu an gerçekten de seylan tarçınını tadını çok merak ediyorum. Daha yumuşak bir tarçın tadı varmış ve gastronomik açıdan daha kaliteliymiş. Bu arada evdeki çubuk tarçınıma hemen bir koşu baktım. Benimki tabi ki çin tarçınıymış. Daha az kıvrımlı ve taş gibi sert yani kırılgan değil. Buraya da iki tarçının fotoğrafını bırakıyorum. Hadi evdeki tarçın çubuklarını çıkarıp siz de tür tayini yapın:)) Soldaki seylan tarçını, açık renkli ve bol katmanlı, sağdaki ise çin tarçını.












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder