5 Mayıs 2017 Cuma

Dönüşüm - Kafka



Geçen hafta İzmir Kitap Fuarından Kafka’nın 6 kitabını Kırmızı Kedi yayın evinden satın aldım. İlk okuduğum kitabı da Dönüşüm oldu.  Kafka’nın Dönüşüm’ünü okumadan önce kitap hakkında bildiğim tek şey adamın böceğe dönüşmesiydi. Daha önce de bahsetmiştim, bir kitabı okumadan önce hakkında çok az bilgiye sahip olmayı severim. Kitabın ön sözünü okumam, bittikten sonra okurum, eleştirileri de öyle. Filmi çekildeyse, kitabını okumayacaksam filmini izlerim onun dışında önce kitabını okurum. Bu sayede okuduğum kitabı başka birinin yorumundan etkilenmeden kendim yorumlayabilirim. Dönüşüm kesinlikle bu konudaki katı kuralımı haklı çıkardı. Kitabı bitirdikten sonra boş gözlerle etrafa bir süre baktım. Bir süre daha baktıktan sonra birkaç fikir kalıntısı kafamda oluştu. Şimdi ne anlatmaya çalıştığımı kitabı okuduktan sonra siz de anlayacaksınız tabi bu yazım da dahil, kitapla ilgili hiçbir yorumu kitabı okumadan önce okumadıysanız.
Şimdi anlatacaklarımı kitabı okuduktan sonra okumanızı tavsiye ederim. Çünkü içerikle ilgili ve kitapta anlatılmak istenenlerle ilgili detaylı bilgiler vereceğim.  Öncelikle kitap incecik, bir solukta okunabilir aşağı yukarı 2-3 saatlik bir okumada bitiyor. İnanılmaz sürükleyici, oldukça fazla betimleme ve ruh hali tanımlamaları olsa da sizi sıkmıyor. Kitap üzerinde çok konuşulan ilk cümlesiyle şöyle başlıyor: “Gregor Samsa bir sabah huzursuz rüyalardan uyandığında kendini yatağında devasa bir böceğe dönüşmüş buldu.” Bu kadar ilgi çekici bir ilk cümleye sahip olan bu kitabı okumamak mümkün müJ Kitap 1915 yılında Almanya’da yazılmış. Gregor çok yoğun çalışan bir satıcı, sürekli seyahat etmek zorunda kalan ve sabah çok erken saatlerde işe giden biri. Ailesiyle beraber yaşıyor. Annesi babası ve 17 yaşındaki kız kardeşi. Anne ev hanımı baba ise emekli. Ailenin tüm geçimini Gregor sağlıyor. Geniş bir evde yaşıyorlar ve evlerinde hizmetçileri bile var. Gregor’un patronu ise çok katı, ve çalışma koşulları çok ağır. Kitabı okurken hizmetçisi olan ve geniş bir evde yaşayan böyle bir ailede Gregor neden bu kadar ağır koşullarda çalışıyor diye düşünmeden edemedim. Gregor uyandığında böceğe dönüştüğü için, sabah kalkıp işe gidemiyor haliyle. Ev kalkı da Gregor’un sabah neden uyanıp işe gitmediğini merak ediyor en sonunda annesi sabah 6:30’da Gregor’un kilitli odasının kapısını çalıp onu uyandırmak istiyor. Tabi Gregor böcek olduğu için ne yatağından kalkıp kapıyı açabiliyor ne de işe gidebiliyor. Kitap boyunca Gregor’un düşüncelerini yazar bize aktarıyor. Böcek olmasına rağmen düşünceleri hala net, yalnızca bunları sözcüklere döküp iletişim kuramıyor. Kitap bu noktadan sonra ailenin Gregor’un bir hamamböceğine dönüştüğünü öğrenmesi ve çok şaşırmadan bunu kabullenmeleriyle devam ediyor. Gregor’un bakımını kız kardeşi üstleniyor, ona yemek götürüyor ve odasını temizliyor ancak zamanla kız kardeşi temizliği bırakıp yemeği özensiz getiriyor. Aile halkından herkesin endişesi ekonomik sebeplerden çünkü Gregor artık işe gidip para getiremeyecek. Sonunda para kazanabilmek için kız kardeş tezgahtarlık yaparak, anne terzi olarak, baba da işyerlerine kahvaltı götürerek para kazanmaya başlıyor. Hatta geniş evlerinin bir odasını üç adama kiralıyorlar. Zamanla Gregor’un artık eski haline dönmeyeceğini kabullenen aile Gregor’dan tamamen tiksinerek onun ölmesini diliyorlar. Gregor herşeyin farkında. Yemeklerden beğendiği şeyler çok az olduğu için sürekli aç. Ayrıca ev halkından özellikle babasının Gregor’a öfkesi çok fazla, hatta bir gün odasından dışarıya kız kardeşi keman çaldığı zaman dışarı çıkan Gregor babasının ona elma fırlatması ve bir elmanın kabuğunun üstüne saplanmasıyla ciddi şekilde yaralanıyor. Açlık ve yaraları sebebiyle Gregor en sonunda ölüyor. Hikayenin özeti kabaca bu şekilde ancak Kafka’nın bize anlatmak istedikleri çok daha derin. Öncelikle Gregor kapitalist sistemle boğuşurken, ailesi de Gregor’u eve para getiren biri olmak dışında ona bir değer yüklemiyor.  İş yerinde iyi bir pozisyonu olan Gregor böceğe dönüştüğü için hemen kovuluyor. Sistemin dışına çıkan Gregor da tamamen değersizleşiyor hatta o bir “böcek” ve ailenin ona tamamen sırt dönmesiyle ölümü gerçekleşiyor.